Kuzey Kore'de tanınmış bir yönetici olan kişinin oğlu Kim Gwang-Il, dünya genelinde meydana gelen bazı gizemli cinayetlerle ilişkilendirildiğinde, uluslararası bir soruşturma süreci başlatılır. Bu film, genç adamın arkasındaki sırları ve karanlık taraflarını keşfetme çabasını ele alıyor. Gwang-Il’in suçsuzluğu ya da suçluluğu sorusu, film boyunca izleyicilerin zihinlerini meşgul ederken, dedektifler arasında farklı görüşler ortaya çıkar.
Güney Kore'den deneyimli bir dedektif olan Chae Yi-Do, Gwang-Il’in peşine düşme konusunda kesin bir karara sahip. Genç adamın cinayetlerle doğrudan bir bağlantısı olduğuna dair kuvvetli hisleri var. Ancak durumu farklı bir açıdan değerlendiren NIS ajansı çalışanı Park Jae-Hyuk, Gwang-Il’in masumiyetini savunarak onu koruma altına alır. Bu iki karakter arasındaki çatışma, soruşturmanın ilerlemesini zorlaştırırken, izleyicilere de karakterlerin derinliklerine inme imkanı tanır.
Interpol'ün de dahil olduğu bu uluslararası takip, Kuzey ve Güney Kore arasındaki hassas diplomatik ilişkileri gün yüzüne çıkarıyor. Bir taraftan uluslararası ilişkilerin nasıl geliştiğine tanıklık ederken, diğer taraftan bir seri katilin psikolojik görünümünü ele alıyoruz. Film, yalnızca bir suç hikayesi olmaktan öte, iktidar, siyaset ve insani duygular arasındaki karmaşık ilişkileri irdeliyor. Her bir ipucu, yeni bir sırrın açığa çıkmasını sağlarken gerilim sürekli olarak yükseliyor.
Kim Gwang-Il, gerçek bir katil mi yoksa büyük bir komplonun kurbanı mı? Bu sorular, film boyunca izleyicileri düşündürmeye devam ediyor. Ancak filmin sonunda, gerçeklerin yalnızca yüzeysel bir incelemesiyle yetindiğimizin ve her hikayenin farklı boyutları olabileceğinin farkındalığına varıyoruz.