Kısa bir süre önce anne ve babalarını kaybeden iki küçük kardeş, zorlu günler geçirirken nazik bir kadın tarafından evlatlık kabul edilir. Bu kadının sıcak sözleri ve sevgi dolu tutumları, kardeşlerin kalplerinde umut ile güven oluşturur. Yeni bir başlangıç hayaliyle, kadının ormanın derinliklerinde bulunan ıssız evine taşınırlar.
Zamanla, evin korkutucu sessizliği ve etraftaki huzursuz edici durumlar, kardeşlerin psikolojisini etkilemeye başlar. Geceleri gelen fısıldamalar, kapalı odalar ve gizemli gölgeler… Önceleri bunların hepsini sadece hayal ettiklerini düşünseler de, kadının şefkatli duruşunun arkasındaki ürkütücü unsurlar gün ışığına çıkmaya başlar.
Kardeşler, kendilerini hapsolmuş hissettikleri bu evde birbirlerine destek olup, çevreyi dikkatlice araştırarak anne figürlerinin gerçek yüzünü anlamaya çalışırlar. Her geçen gün korkuları artarken, karşılarındaki kadının geçmişteki biri değil, düşündükleri kişi de olmadığı anlaşılır.
Artık bu evde kalmak, sadece bir aile bağı meselesi olmaktan çıkmış, aynı zamanda bir hayatta kalma savaşı haline gelmiştir. Sevgi maskesi altında yatan karanlık gerçekleri ortaya çıkarmak ve buradan kurtulmanın yollarını bulmak için kardeşlerin korkularının ötesine geçmeleri gerektiği anlaşılır.