Tanımlanamayan bir hastalık, üst sınıf bir kadının yaşamını alt üst etmeye başlar. Başlangıçta önemsiz rahatsızlıklar olarak görülen belirtiler, hızla fiziksel ve zihinsel sağlığını tehdit eden bir seviyeye erişir. Doktorların tanı koymada zorlandığı bu garip durum karşısında çaresiz kalan kadın, sağlığını, sosyal statüsünü, ilişkilerini ve hatta gerçeklik anlayışını kaybetme tehlikesiyle yüzleşir.
Kendi bedeni ve zihni üzerindeki güveni azaldıkça, yaşadığı dünyanın o kadar da mükemmel olmadığını fark etmeye başlar. Geçmişte gizlediği karanlık sırlar, bastırdığı travmalar ve çevresindeki manipülatif bireyler ortaya çıkmaya başlayınca, bu hastalığın yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel bir yönü de olduğu anlaşılır. Sosyetenin parlak görünümünün ardındaki gerçekleri keşfetmek zorunda kalan kadın, tamamen yıkılmadan evvel hem hastalığın kaynağını hem de kimliğini yeniden keşfetmek durumundadır.