Gezgin İlaç Satıcısı, Edo’ya geri döndüğünde, saraydaki haremin çoktan görünmeyen bir fırtınanın içine girmiş olduğunu keşfeder. Aile bağlarını zehirleyen çatışmalar, biriken öfke ve kıskançlıkla beslenen planlar, en sonunda intikam arzusunun alevlenmesine yol açar.
Kapalı alanlarda giderek güç kazanan bu doğaüstü varlık, sarayın huzurunu değil, oradaki tüm bireylerin kaderini tehdit eden ölümcül bir gölge haline gelir. İlaç Satıcısı, hem insanların karanlık istekleriyle hem de öteki dünyanın tehlikeleriyle yüz yüze gelmek zorundadır.
Gerçek ile doğaüstü arasındaki çizgilerin bulanıklaştığı bu öykü; entrikanın, tutkunun ve korkunun yoğun atmosferinde, her tercih ve her sırın ölümcül sonuçları olabileceğinin altını çizer.