2038 yılında dünya, fiziksel kuralları altüst eden esrarengiz bir evrenin içine daldı. Güneş hala doğuyor fakat gökyüzü tanınmaz hale geldi; gece ile gündüz arasındaki fark tamamen silindi, zamanın akışı da bozuldu. İnsanlık, bilinmeyen tehlikelerden korunmak amacıyla küresel çöküş sonrasında inşa edilen devasa yapay zeka destekli bir duvarın arkasına sığınmak zorunda kaldı. Bu duvar, sadece dışarıdan gelen tehditlerden korunmakla kalmıyor; içerideki bireyler için de bir hapis ortamı sağlıyor.
Çoğu insan, hayatta kalmak için durmaksızın devam eden savaşlara katılmak zorunda kalıyor. Robotik ordular, kimliği belirsiz düşmanlar ve yapay zeka destekli istihbarat sistemleri, toplumu sıkı bir şekilde kontrol altında tutarken, duvarın içinde "umut" neredeyse efsanevi bir kavram haline geldi. Fakat bu karamsar atmosferin ortasında, Denise adında genç bir kadın, sıradanlıktan kurtulmaya istekli. Bir zamanlar tarih öğretmeni olan Denise, artık duvarın bilgi arşivinde çalışan bir kayıt memuru oldu. Geçmişin izlerini takip etmek ve geleceğe dair gizemleri ortaya çıkarmaya takıntılı bir hale geldi.
Denise’in yolu, duvarın sınırında görevli gizemli bir bekçi olan Tom ile kesiştiğinde her şey değişir. Tom, sistemin görmediği ya da göz ardı ettiği gerçekleri bilen eski bir "siber-mistik"tir. Onun görüşüne göre mevcut düzene son veren bir dönem yaklaşıyor ve yeni bir rönesansın temelleri atılıyor. Tom, Denise’e “ince buzda yürümeyi” tavsiye ederken, onu duvarın dışına geçmesi ve bilgi dolu kadim bir gerçeği aralama konusunda teşvik eder.